DAVANIN ÖZETİ : Davacı tarafından, Ocak 2021 döneminde “Makro İktisat” bilim alanında doçentlik başvurusunun eser incelemesi sonucunda başarısız sayılmasına ilişkin işlemin; hukuka aykırı olduğu, jüri raporlarının doçentlik mevzuatına aykırı olduğu, raporların somut gerekçelerden uzak olduğu, sübjektif değerlendirmelerin mevcut olduğu ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
GEREKÇE : Davacının; doçentlik sınavına başvuruda bulunurken sunduğu bilimsel eser ve yayınlarının etik, nicelik, nitelik ve başvurulan doçentlik alanına uygunluğu açısından başarılı sayılmak için yeterli olup olmadığına ilişkin dava konusu uyuşmazlığın çözümünün teknik ve bilimsel bir değerlendirmeyi gerektirmesi nedeniyle Mahkememizin 18.01.2022 tarihli ara kararı ile dosya üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmesi üzerine hazırlanan ve 27.04.2022 tarihinde Mahkememiz kaydına giren bilirkişi raporunda özetle; “…
Prof. Dr. İsmail S. yapmiş olduğu değerlendirmede; davacının bir kitabı ve vermiş olduğu derslerle ilgi puanları dışındaki tüm yayınlarını ve atıflarını alan dışı kabul ederek sıfır. puan vermiştir. Yapmış olduğu değerlerlendirmede Dr. XXX’nın yayınlarının; ‘… standart bir literatür sunumu ve sıklıkla birbirini tekrar eden ekonometri tahmini şekliride bir yapı’ gösterdiğini vurgulamaktadır. — Prof. Dr. İsmail S., Dr. XXX’nın yayınlarının ‘makro modelleme – veya makroiktisadi bir analiz çabası’ içermediği ve yayınlarının *makroiktisattan çok uygulamalı iktisat çalışmaları olarak kabul edilebileceğini” belirtmiştir. Prof. Dr. İsmail S.’in, adayın çalışmalarının çoğunlukla standart bir literatür sunumu ve sıklıkla birbirini tekrar eden ekonometri tahmini içerdiği ve genel olarak ‘makro-teorik modelleme’ içermediği eleştirisi kısmen kabul edilebilir. Ancak, makro iktisat alanındaki çalışmaların ‘makro modelleme’ içermesi bir zorunluluk değildir. Doçent olmak için mutlaka modelleme çalışması yapılması gerekmemektedir. Tüm yayınların modelleme içermediği gerekçesiyle puanlamaya alınmaması (yok sayılması) uygun olarak değerlendirilmemiştir. Prof. Dr. İsmail SEYREK’in bir diğer eleştiri ise ‘yayınların uygulamalı olması’dır. Bu durum bir eksiklik değil, bir tercih olarak değerlendirilebilir. Adayın yayınlarımın makro iktisat alanında değerlendirilmemesi ile ilgili olarak, davacının doçentlik başvurusunda belirtmiş olduğu anahtar kelimelerden biri olan gelişme (kalkınma) iktisadının kapsamı ele alınmıştır. Bu kapsamda gelişme iktisadı alanının eğitim, sağlık, yoksulluk ve çevre ve enerji gibi konuları da içerdiği göz önünde bulundurulduğunda BU ELEŞTİRİNİN TEMELLERİ ZAYIFLAMAKTADIR. Prof. Dr. Mesut Murat A. yapmış olduğu değerlendirmede; “aday makroiktisat alanında başvuru yapmış olmasına rağmen…. yayınları ağırlıklı olarak çevre ekonomisi, enerji ekonomisi, sağlık ekonomisi, uygulamalı ekonometri gibi alanlarda yapılmıştır. Bu nedenle söz konusu yayınlar nitelik yönünden yeterli olup olmamasından bağımsız olarak farklı alanlarda görüldüğü için kabul edilmemiştir. Ayrıca yine adayın… makro iktisat ilgili görülebilecek makaleleri de… uygulamalı ekonometri alarına ait görülmüş, makroiktisat literatürüne belirgin bir katkı tespit edilememiştir” ifade edilmektedi. Dr. XXX”nın yayınlarının konuları yukarıda sayıları alanlarda olmakla birlikte kullanılan veriler makro verilerdir. Başka bir ifadeyle, makro veriler kullanılarak gerçekleştirilen ve makro iktisadi ilişki analizleri içeren bu yayınlarla mikro iktisat doöçentlik alanına başvuru yapılması mümkün görünmemekte ve adayın dosyasının bir mikro iktisat jürisi tarafından ciddi eleştiriye maruz kalacağı değerlendirmesi yapılmaktadır. Birçok iktisadi kavram, kullanıları teoriler ve/veya verilerle ilgili doçentlik alanıyla (makro iktisat) ilişkilendirilebilir. Örneğin davacının anahtar kelime olarak belirtiği ‘büyüme’; ekonomik büyüme olarak incelendiğinde makro, firma büyümesi olarak incelendiğinde mikro, yoksulluk bağlamında incelendiğinde gelişme / kalkınma, dış ticaretle ele alındığında uluslararası iktisat ve tarihsel ve/veya doktrinsel perspektiften incelendiğinde iktisat tarihi veya iktisadi düşünce tarihi doçentlik alanında değerlendirilebilir. Bu açıklamalar ışığında, davacının çalışmalarında kullarıdığı kavramların verileri makro iktisat alanı ile yakından ilişkili olduğundan burada yapılan ‘adayın yayınlarının alan dışı olduğu değerlendirmesi’ne katılmak MÜMKÜN GÖRÜNMEMEKTEDİR. Prof. Dr. Levent A. yapmış olduğu değerlendirmede; adayın…
yaptığı yayınların sadece ekonometrik testlerden ibaret olması’ ve ‘makro ekonominin ekonometrisiz alandaki bilgi ve araştırma kabiliyetini göremediği” ifade edilmektedir. Prof. Dr. Levent A. adayın çalışmalarının ekonometrik yöntemlerle sınırlı kaldığı ve makroekonomik analiz ve politikalara yeteri kadar yer verilmediğini belirtilmektedir. Davacının yayınları incelendiğinde, yukarıda yapıları eleştirilerin (örneğin yayınlarının genellikle standart ekonometrik uygulamalar içermesi) büyük ölçüde karşılık bulduğu görülmektedir. Doçent adaylarının ilgi ve yeterliliklerine göre belirli bir alanda/yöntemde yoğunlaşmaları normaldir. Ancak, literatüre önemli katkı sağlayan araştırmacıların çalışma alanlarını sınırladıklarında etki faktörü yüksek nitelikli yayınlar yapabildikleri de bilinmektedir. Bu nedenle, davacının yayınlarında yaygın olarak standart ekonometrik yöntemler kullanması bir eksiklik olarak nitelendirilemez. Bilirkişi heyetinin kanaati, Dr. XXX’nın yayınlarının önemli bir kısmının, doçentlik başvurusunu gerçekleştirdiği doçentlik bilim alanındaki (1119-Makro iktisat) ekonomik büyüme, ekonomik büyüme — çevre/enerji ilişkisi, enerji talebi, finansal gelişme konuları ile uyumlu olduğu yönündedir. Davacı eserlerinin büyük bir kısmında standart ekonometrik (temel zaman serisi ve panel veri) uygulamalara başvurmuştur. Davacının eserleri nicelik olarak değerlendirildiğinde; eserlerin doçentlik için belirtilen kriterleri sağladığı anlaşılmaktadır. Jüri üyelerinin davacının yayınları hakkında yapmış oldukları ‘makro modelleme olmaması, standart ekonometrik tahmin yöntemlerine dayanması, çevre, sağlık ve enerji konularını içermesi’ gibi eleştiriler kısmi olarak karşılık bulsa da, bu durum davacının doçent olabilmesi için bir engel niteliğinde değildir. Bilirkişi heyetinin kanaati, yukarıdaki açıklama ve değerlendirmeler çerçevesinde Dr. XXX’nın doçentlik başvurusunu ‘BAŞARISIZ’ olarak değerlendiren jüri üyelerinin yapmış olduğu eleştirilerin davacının doçent olmasında bir engel oluşturmadığı yönündedir….” tespit ve değerlendirmelerine yer verilmiştir.
… 12/05/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Henüz yorum yok